Sosyal Tasarım Nedir?

Tasarım, sistem içinde kâr amacı gütmeyen bir duruşla var olabilir mi? Tasarımın bu alandaki potansiyeli nedir? Bir tasarımcı sosyal müdahale sürecinde nasıl bir rol oynayabilir? Tasarım uygulamaları, akademi, kamu kurumları, kâr amacı güden-gütmeyen vb. kuruluşlar sosyal sorunları ne ölçüde ve nasıl ele alıyor? Bu konulardaki duruşları ve potansiyelleri nelerdir? Şu anda bu alanda neler yapılıyor ve neler yapılabilir?

Bu gibi sorular üzerine düşünmeye başladığımızda ve konuyu araştırdığımızda, tasarımın sosyal kaygılara olan ilgisinin köklerinin derin olduğunu ve sosyal yönelimli tasarıma olan ilginin özellikle son yirmi yılda arttığını keşfederiz. Bu ilgi çerçevesinde, alanda çalışanların tasarımın mevcut sistemleri ve toplumu etkileme, sosyal fayda ve değişim yaratma gücü ve potansiyeline sahip olduğu inancıyla hareket ettikleri ve bu potansiyelin, toplumun yüzleştiği sosyal, çevresel, politik ve ekonomik vb. sorunları çözmek için kullanılması gerektiğini vurguladıklarını görürüz. Bu araştırmacılar ve profesyoneller, tasarımı sadece geleneksel tasarım objelerinin üretilmesini sağlayan teknolojik veya ticari uygulamaları içeren bir disiplin olarak görmezler. Tasarımcı ve kullanıcının rolünü katılımcı ve ortak tasarıma doğru evrilen bir değişim üzerinden dikkate alırlar (Sanders, 2002; Sanders ve Stappers, 2008) ve tasarımı günümüz dinamikleri ile sosyal ve politik yönlerini de içerecek bütüncül bir yaklaşımla ele almayı önerirler.

Tasarım literatüründe, katılımcı ve yerel odaklı bir düşünce yapısına sahip ve/veya tasarımın toplumsal boyutuna odaklanan birçok yaklaşım bulunur. Bu mevcut yaklaşımlar benzer amaçlara sahip olsalar da farklı isimlerle anılırlar (Bknz. Sosyal Sorumluluk Sahibi Tasarım, Sosyal Yenileşim ve Sürdürülebilirlik için Tasarım, Geçiş Tasarımı, Tasarım Aktivizmi, Sosyal/Toplumsal Tasarım, Kamu Yararı için Tasarım, Sosyal Değişim için Tasarım, Sosyal Fayda için Tasarım, vb.). Bununla birlikte, son yıllarda, katılımcı, işbirlikçi ve ticari olmayan bir yaklaşımı benimseyen ve toplumun iklim değişikliği, göç, tüketici kültürü, sürdürülebilirlik, sosyal ve ekonomik eşitsizlik ve haksız çalışma koşulları vb. gibi karşılaştığı önemli sorunları ele alan yaratıcı uygulama ve araştırmaların “Sosyal/Toplumsal Tasarım” şemsiyesi altında gruplandırıldığı görülür (Bknz. Armstrong vd., 2014; Veiga ve Almendra, 2014).

Her ne kadar, henüz herkes tarafından kabul edilmiş, netleşmiş, ortak bir sosyal tasarım tanımı olmasa da ve tasarım camiasında, sosyal tasarımın içeriğine, niteliklerine ve sınırlılıklarına dair tartışılmalar sürse de, Armstrong vd.’nin (2014, sf. 15) öne sürdüğü tanım kavramı anlamak için faydalı olabilir:

“Bütün tasarımların sosyal yönünün olduğu kabul edilse de, ’sosyal/toplumsal tasarım’ terimi, ağırlıklı olarak ticari hedeflerden ziyade, kolektif ve sosyal amaçlara doğru değişim yaratmanın yeni yollarını araştırmaya, üretmeye ve gerçekleştirmeye yönelik katılımcı yaklaşımlar uygulayan yaratıcı kavram ve faaliyetleri vurgulamaktadır. Sosyal tasarım, kendilerini tasarımcı olarak tanımlayan veya tasarım okullarında eğitim görmüş insanlar tarafından gerçekleştirilebilir veya profesyonel tasarımcı olmayan insanları içeren bir tasarım faaliyeti olabilir. Sanat pratikleri, zanaat, tiyatro ve performans da sosyal tasarım faaliyetlerinin gerçekleştiği alanlar olarak kabul edilebilir” (Armstrong vd., 2014, sf. 15).

Özetle, sosyal yönelimli tasarım, toplumsal sorunlar için yenilikçi yollar oluşturma yönünde etkili bir adım olarak kabul edilir. Bu açıdan, sosyal sorunların anlaşılması, ele alınması ve toplumlarla işbirliği içinde kalıcı çözümler üretilmesine yönelik, tasarımın etkisine dair dünyada artan bir farkındalık olduğunu gözlemlemek ümit vericidir.

Bununla birlikte, alanda yürütülen akademik ve pratik çalışmaların hala daha yeterli düzeyde olmadığı sıklıkla vurgulanır. Toplumun karşılaştığı zorlukların daha etkili ve yerel odaklı yanıtlar gerektirdiğinin altı çizilir (Bknz. Melles, de Vere ve Misic, 2011; Irwin, Tonkinwise ve Kossoff, 2013; Manzini 2014; Irwin, 2015). Bu bakış açısıyla, toplumca karşılaştığımız problemlerin yoğun olduğu bir ülke olarak Türkiye’de de, sosyal fayda ve değişim amaçlayan tasarım odaklı çözümlere dair mevcut yerel durumun anlaşılması oldukça önemlidir. Türkiye’de bu alanda yürütülen çeşitli pratiklerin varlığı ve bu uygulamalarda benimsenen farklı katılım ve işbirliği yaklaşımlarının olduğu, bu platforma vesile olan akademik araştırma kapsamında da sunulmuştur. Alan tanımlamasında netliğe ve yerel odaklı yaklaşımlara duyulan ihtiyacı vurgulayan söylemlere referansla, bu araştırmaya göre, Türkiye’de bu alanda faaliyet gösteren pratiklerin ağırlıklı olarak sahip olduğu bazı ayırt edici özellikler, öne çıkan nitelikler şu şekilde sıralanabilir (Gürdere Akdur, 2019):

  • Bir farkındalık, etki ve değişim yaratmak için yaratıcı uygulamalar üzerinden kâr amacı gütmeyen bir sosyal amaca odaklanmak.
  • Yaratıcı disiplinlere ek olarak, farklı disiplinlerden ve geçmişlerden gelen çeşitli paydaş ve aktörleri sürece dahil etmek.
  • Gönüllülük ve dayanışmayı temel değerler olarak benimsemek.
  • Yerel odaklı olmak ve yerel değerlere saygılı olmak.
  • Süreçleri kolektif, katılımcı ve işbirlikçi bir bakış açısıyla, şeffaflık ve açıklık içinde kurgulamak.
  • Uygulamaları sürdürülebilir kılmaya çalışmak.
  • Süreçlerde yukarıdan aşağıya (top-down) bir yaklaşımdan kaçınmak ve yatay hiyerarşik, eşitlikçi ve demokratik bir yapı kurmaya çalışmak.
  • Yeni karşılaşmalara ve potansiyellere imkân veren, karşılıklı öğrenmeyi içeren, güvene dayalı bir iletişim kurmak için sürecin kalitesine daha fazla odaklanmak.

Bu Sosyal Tasarım Platformu’nda, bu niteliklerin bir veya birkaçını benimsediğini çeşitli ortamlarda belirtmiş, Türkiye yerelinde var olan, farklı karakteristik özellikleri yansıtan, mevcut uygulamalar paylaşılmaktadır. Bununla birlikte, bu platformun içeriği, ağda yer alan uygulamaların geçerliliğine ve ağda yer almayan girişim ve projelerin bu nitelikleri taşımadığına dair bir yorumu ortaya çıkarmaz. Buradaki temel amaç, Türkiye’de çeşitli yapılardaki oluşumlar tarafından yürütülen toplumsal sorunlara odaklı yaratıcı uygulamaların mevcut durumunu bütüncül bir bakış açısıyla keşfetmek ve bilgi ve deneyim paylaşımı ile bu uygulamaların görünür olmalarına, birbiriyle etkileşimlerine katkı sağlamaktır. Böylece, toplumda farkındalık yaratmak, bu pratiklerin ve alanın yaygınlaşmasını sağlamak ve kurulabilecek yeni dayanışmalarla sosyal sorunlara birlikte çözümler bulmanın yollarını keşfetmektir.

‘Sosyal Tasarım Nedir?’ başlıklı bu metin, doktora tezinden uyarlanmıştır. (Gürdere Akdur, Selin. 2019. “Socially Oriented Design Practices in Turkey: A Critical Analysis of Participation and Collaboration.” PhD dissertation, Middle East Technical University.).